Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
Necmeddin Sahir Sılan

Ailesi, doğumu, resmî görevleri

Ailesinin kökeni Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon’u fethettiği sıralarda kumandanı olarak emrinde bulunan Yahya Paşa’ya dayanır. 1896 yılında babasının memuriyeti dolayısıyla bulunduğu Kırklareli’nde doğdu.[1] Babası, Trabzon’da Hacı Ali Mollazadeler’den İbrahim Efendi’nin oğlu Salih Necati Sahir Bey’dir. Annesi Nevşehir kökenli olup İstanbul’da doğan Melek Hanım’dır.[2] İlk öğrenimini Bursa ve İstanbul’da yaptı; İstanbul Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Darülfünun’u Hukuk Mektebi’nden mezun oldu. İlk memuriyetine Meclis-i Mebusan ve Âyan meclislerinde kâtiplikle başladı. Daha sonra 1915-1920 yılları arasında Bahriye nazırı ve Şam’da Dördüncü Ordu kumandanı Ahmet Cemal Paşa ve Bandırma’da Beşinci Ordu kumandanı Liman von Sanders’in maiyetlerinde ihtiyat zabitliği, Meclis-i Mebusan Divan-ı Âli Tahkikat Heyeti kâtipliği görevlerinde bulundu. 16 Mart 1920 yılında İstanbul’un İtilaf devletleri tarafından işgali, Meclis-i Mebusan üyelerinin tutuklanması ve önemli bir kısmının Malta’ya sürgün edilmesi üzerine Anadolu’da gelişen millî harekete katılmak üzere Ankara’ya gider. 1920-1927 yılları arasında TBMM Tahrirat ve Varak Kalemi müdürlüğü, Musul müzakerelerinde Heyet-i Murahhasa riyaset kâtipliği, Ali Fethi Bey (Okyar) ve İsmet Paşa (İnönü) Başvekalet Kalem-i Mahsusa Müdürlüğü görevlerini başarıyla yerine getirdi. Bu yıllarda yorucu çalışmaları dolayısıyla sağlığının bozulması üzerine tedavi için Viyana ve Paris’e gitti. Yurda dönüşünde Evrak-ı Nakdiye Komisyonu azası olarak altı buçuk ay Londra’da görevlendirildi. Rahatsızlığının tekrar nüksetmesiyle İstanbul’da tedaviye lüzum görülmesi üzerine Başvekalet Kalem-i Mahsus Müdürlüğüne eşdeğer bir görevle İstanbul’da bulunan Ergani Bakır Madeni T.A.Ş hükümet komiserliği görevine atandı. 1927 yılından sonra Ergani Bakır Madeni Şirketi idare meclisi azalığı, Üsküdar-Kadıköy Tramvay Şirketi genel müdürlüğü, İstanbul Vilayeti Umumî Meclisi azalığı ve başkanlık divanı kâtipliği, Bütçe Komisyonu mazbata muharriri ve reisliği, Bakırköy Sümerbank İdare Meclisi azalığı görevlerini yaptı.

TBMM çatısı altında 6. 7. ve 8. dönemlerde Bingöl ve Tunceli’den milletvekilli oldu. Aynı zamanda TBMM Başkanlık Divan kâtibi olarak görev yaptı. Mensup olduğu Cumhuriyet Halk Partisi yönetimiyle anlaşamayarak 15 Mayıs 1950 yılında gazetelerde yayınlanan uzun istifa mektubuyla partisinden ve milletvekilliğinden istifa etti. Bu tarihten sonra emekliliğine kadar olan resmî görevleri TPAO İdare Meclisi azalığı, Adıyaman Pamuklu Dokuma Şirketi İdare azalığı ve Ankara Belediye Meclisi azalığı ve başkan vekilliğidir.

Yazı hayatı, gazeteciliği

Yazı hayatına şiirle başlayan Necmeddin Sahir Sılan’ın ilk çalışmaları Rebab ve Donanma dergilerinde ve Tasvir-i Efkâr gazetesinde çıktı. Hukuk Mektebi’ndeki öğrenciliği sırasında fiilî gazetecilik de yapar. Tercüman-ı Hakikat, Hak, Tanin, Vakit, Zaman, Dersaadet ve İleri gazetelerinde muharrir ve yazı işleri müdürü olarak görevlerinde bulunur. Bunun dışında Tan (İzmir), Servet-i Fünun, Yedigün ve Güleryüz, İnci, Diken mecmualarında şiir ve yazıları yayınlanır. Milli mücadele günlerinde Ankara’da bulunduğu yıllarda Hakimiyet-i Milliye ve Yenigün gazetelerinde millî ve hamasî şiirleri yayınlanır.

Necmeddin Sahir Sılan’ın basılı tek eseri İslam Düşmanları, Bir Esirimizin Defter-i Hatıratından adlı eseri 1332/1916 yılında Cemiyet Kütüphanesi yayınları arasında neşredildi. Müellif bu eserde Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı’nın düştüğü hazin durumu anlatır.

Evliliği, çocukları ve son yılları

Necmeddin Sahir Sılan Boşnak kökenli olup İstanbul’a yerleşen Resulbegoviç ailesinden Cemile Hanım’la 1917 yılında evlenir.[3] Bu evlilikten Cenan, Şadan, Şen Sahir adlarında üç çocuğu olur.

Emekli olduktan sonra eşini kaybeder[4] Bir süre sonra ikinci oğlunu da kaybettikten sonra kendi deyimiyle “inziva devresi” başlar. Ankara ve daha çok İstanbul’da ikamet eder. bu yıllarda sık sık Amerika’da ikamet etmekte olan kız Şen Sahir’in yanına gider. Ölümünden önce Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin 100. yıldönümü dolayısıyla eş Cemile Hanım’ın anısına kütüphane girişini restore ettirerek 5000’e yakın kitap, mecmua ve dokümanlarını kütüphaneye bağışlar.[5]

Millî Mücadele günlerindeki çalışmalarından dolayı İstiklal Madalyası sahibi olan Necmeddin Sahir Sılan doksan üç senelik uzun bir ömürden sonra 1992 yılında vefat eder.



[1] Hemen bütün kaynaklarda doğum yeri olarak Edirne yazılıdır. Kendisi elinizdeki kitabı oluşturan hatıralarında “Edirne vilayetine bağlı eski adı ile ‘Kırkkilise’ yeni adıyla Kırklareli’nde” doğduğunu belirtiyor. Necmeddin Sahir Sılan’ın özgeçmişi için şu kaynaklardan yararlandığımızı da belirtelim: Elinizdeki kitabın metnini oluşturan ve Tarih Konuşuyor mecmuasının 5. cilt 26. sayı ve devamında “Necmeddin Sahir Sılan’ın Hatıraları” başlıklı tefrikada kendisinin verdiği bilgiler; Mehmet Akif Bal, Trabzonlu Ünlü Simalar ve Trabzon’un Ünlü aileleri, İstanbul, 2007, s. 667; Şen Sahir Sılan, Pişman Değilim, İstanbul, 2003; Osman Nebioğlu, Türkiye’de Kim Kimdir?, İstanbul, 1961, s. 555.

[2] Necmettin Sahir Sılan’ın kızı Şen Sahir Sılan hatıralarında babaannesi Melek Hanım’la ilgili şu bilgileri verir: “Babamın annesi Nevşehirli bir ailenin kızı olmakla beraber İstanbul doğumlu Melek Hanım’dır. [Kocasıyla] aralarında büyük yaş farkına karşın Melek Hanım ikisi kız olup genç yaşta ölen çocuklarından sonra babamı dünyaya getirmiş. O sırada ne olmuşsa olmuş, Melek Hanım da babamı bırakıp dedemi terk edip, ortadan kaybolmuş. Babamı dedem ve halaları büyütmüşler.” Bk. Şen Sahir Sılan, Pişman Değilim, İstanbul, 2003, s. 25.

[3] Necmeddin Sahir Sılan’ın evliliğini kızı Şen Sahir Sılan şöyle anlatır: “Çanakkale’deki kanlı çarpışmalardan İstanbul’a getirilen yaralılara bakmak amacıyla Cağaloğlu’ndaki Hilaliahmer (Kızılay) Hastanesi’nde gönüllü hemşire olarak görev almış olan Cemile Hanım, aynı hastaneye yaralılar Tanin gazetesinin genç muhabiri Necmeddin Sahir Bey bir yaralıya yardım etmekte olan Cemile Hanım ile tanışmış. Cemile Hanım da zaten evli olduğunu ve yakın zaman da Viyana’ya döneceğini bildirmiş. Sanırım annem iki yıl daha Viyana’da kalmış. Bu dönem içinde çocuk sahibi olamayınca eşinden onu boşamasını rica etmiş ve bu rica kabul görünce İstanbul’a dedesini evine dönmüş. [İstanbul’da] bir gün evli teyzesi ile dişçiye giderken peşlerine bir zabit takılmış. O genç gazetecinin kendisi değimli? Helecan ve özlemle birbirlerine bakmışlar.” Bk. Şen Sahir Sılan, Pişman değilim, İstanbul, 2003, s. 24.

[4] “Ölümünden üç dört gün önce ‘bana berberi ve manikürcüyü çağır. Saçlarım, el ve ayaklarım temiz gitmek istiyorum’ deyip bin bir sıkıntı içinde bu işleri tamamlattı. Hemen ardından komaya girdi. İki gün sürmüştü koma hali. Bunun yanında bir ara işaretlerle, hep odasında duran Kur’an’nın isteyip, göğsünde iki eliyle sımsıkı tutmuş ve son nefesini de babam yanındayken vermişti. Tarih 11 Eylül 1963’tü” Bk. Pişman Değilim, Şen Sahir Sılan, İstanbul, 2003, s. 195.

[5] Beyazıt Devlet kütüphanesi’ne bağışladığı kitap ve evrakının dışındaki kitap ve dokümanlar kızı Şen Sahir Sılan tarafından Tarih Vakfı’na hediye edilmiştir.

Necmeddin Sahir Sılan - Yazarın kitapları

Kapat