Sepetim (0) Toplam: 0,00TL

AZMZÂDE REFİK BEY, 1865 veya 1867’de Şam’da doğdu. II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet döneminin önemli siyasetçi ve fikir adamlarındandır. Refik Bey, XVIII ve XIX. yüzyılda Suriye’de önemli hizmetlerde bulunan Türk asıllı Azmzâdeler ailesine mensuptur. Küçük yaşta babasını kaybeden ve düzenli bir eğitim alamayan Refik Bey, Şeyh Tevfik el-Eyyûbi’den Arapça dersi almıştır. Şam’da bulunan Osmanlı idarecileri vasıtasıyla da Türkçe öğrenmiştir. 1890’lı yılların başında Tâhir el-Cezâirî, Selîm el-Buhârî ve Şeyh Muhammed Ali Müslim gibi alimlerle tanışmış ve onların toplantılarına iştirak etmeye başlamıştır. Refik Bey, Tâhir el-Cezâirî’nin vasıtasıyla tanıştığı Esad Bey Dervîş et-Trablusî’nin kurduğu Düstûr adında ve içinde II. Abdülhamid muhalifi olan subayların bulunduğu gizli bir cemiyete üye oldu. Bu yıllarda siyasete ilgi duymaya başlamış ve Cemaleddin el-Kâsımî gibi ıslah hareketinin Suriye’deki önde gelen temsilcileriyle beraber hareket etmiştir. 1894 yılında Mısır’a giderek Muhammed Abduh ve M. Reşîd Rızâ gibi isimlerle bir arada bulundu. Zaman içerisinde çeşitli gazete ve mecmualarda sosyal ve siyasi içerikli yazılar yazdı. Abdullah Cevdet, Reşîd Rızâ ve Ahmed Sâib ile birlikte maksadı meşrutiyetin ilan edilmesini sağlamak olan Şûrâ-yı Osmânî Cemiyeti’ni kurdu. Bu cemiyetin yayın organı olan ve 1907 Şubat’ında Arapça ve Türkçe olarak yayımlanmaya başlayan Şûrâ-yı Osmânî adlı gazetenin idaresinde bulundu. Bu tarihlerde Refik Bey’in Şûrâ-yı Osmânî Cemiyeti’ni İttihat ve Terakkî Cemiyeti ile birleştirme çabaları neticesiz kalmasına rağmen İttihatçıları desteklemeye devam etmiştir. II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra memleketi Şam’a geri dönen Refik Bey, İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne üye oldu. Ancak zaman içinde politikalarını tasvip etmediği bu Cemiyet’ten ayrılmıştır. Balkan Savaşı’nın kaybedilmesinin ardından Reşîd Rızâ ile İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne karşı Cem’iyyetü Arabiyye’yi kurmuşlardır. Çok geçmeden 1912 yılı sonlarına doğru devlet yönetiminde adem-i merkeziyetçiliği savunan Hizbü’l-lâmerkeziyyeti’l-İdâreti’l-Osmaniyye adlı partinin kurucuları arasında yer aldı. Dünya siyasetini iyi takip ettiği anlaşılan Refik Bey, yakın zamanlarda büyük bir savaş çıkabileceğini ve Osmanlı Devleti’nin de büyük bir ihtimalle bu savaşa katılacağını öngörmüş ve neticede Arap topraklarının artık Osmanlı hakimiyetinde kalmasının çok zor olacağı kanaatine varmıştır. Mısır’daki İngiliz yetkililerle görüşerek Arapları Osmanlı yönetimine karşı harekete geçirmek için temaslarda bulunmuştur. Bu gelişmeler sürerken Osmanlı hakimiyetindeki Arap toprakları üzerinde İngiltere’nin koruması altında bir Arap hilâfeti kurma iddiaları üzerine divanıharpte gıyaben yargılanmış ve suçlu bulunarak idamına karar verilmiş ancak kendisi Mısır’da olduğundan hüküm infaz edilememiştir. Sonrasında Arap birliğinin kurulmasının çok zor olduğunu görmüş ve yine İngilizlerin himayesinde Suriye’nin bağımsızlığı için çabalamıştır. I. Dünya Savaşı sonunda Fransızların Suriye’yi işgaline karşı Aralık 1918’de oluşturulan Hizbü’l-İttihâdi’s-Sûrî’nin kurucuları arasında yer alan Refik Bey, sağlığının bozulması üzerine buradan ayrılmış ve yaşamının geri kalan kısmını tek başına geçirmiştir. Ölüm tarihi 1925’tir.

Azmzâde Refik Bey - Yazarın kitapları

Kapat